Z Kuşağı Mutasyona mı Uğradı?
Farkındalık radarımla son yıllarda en dikkatli takip ettiğim konular arasında Nöroplastisite (beynin kendini yenileme yeteneği) ve hücrelerin yenilenmesi gelmektedir. Gerçekten de mucizevi biçimde, odaklandığımız ve kendimizi geliştirdiğimiz alanlarda beynimizi ve hücrelerimizi dönüştürüyoruz. Öğrenme, beslenme, ruhsal ve zihinsel gelişim, anlık psikolojik durumumuz, kendi kendine telkinler ile beynimizi ve hücrelerimizi yeniden programlıyoruz.
Görünen bedenimiz ve davranışlarımızın arka planında bir ömür boyu kaç hayat sürüyoruz acaba? Bu sorunun yanıtını okuyuculara bırakarak COVID 19 çağının Z kuşağı üzerinde yol açmış olabileceği mutasyon konusuna dönelim.
Türkiye’de kuşak çalışmalarında yüksek içgörü düzeyine ulaştığına inandığım Araştırmacı – Yazar Evrim Kuran’ın Z – Bir Kuşağı Anlamak adlı kitabında yer alan döngüsellik kavramı penceresinden bakıldığında dünya genelinde yeni bir sosyo-ekonomik-kültürel dönüşüm ihtiyacı içerisinde olduğumuz teyit ediliyor ve bu gereksinime kâhin arketipiyle doğan Z kuşağının çare olabileceği ifade ediliyor.
Yine kitapta yer alan bilgilere göre, Z kuşağı yapısal olarak dominant karakterli, diyaloğa daha çok açık, gerçekçi, farklılıklara saygılı ve kapsayıcı, görselliği seven, etik düşünceye bağlı, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularında olağanüstü duyarlıdır.
13 yaşındaki sevgili Samra Samer’in kitapta yer verilen çarpıcı tespitine bayıldım: “Harry Potter gelmeyecek. İş başa düştü.”
Bilim dünyasında uzun yıllardır izlenen Coronavirus’ün mutasyona uğramasıyla alt türü olarak hayatımıza giren ve insandan insana hızla yayılan COVID 19 virüsü, toplumsal, kültürel, ekonomik ve hatta felsefi anlamda dünya çapında paradigma değişikliklerine yol açmaktadır. Bazıları, bu dönemi büyük değişimlerin habercisi olan Siyah Kuğu’ya benzetmektedir
Pandemiden kaynaklanan sosyal izolasyon dönemi Z kuşağında, ‘dedelerine, ninelerine teknolojinin nimetlerinden yararlanma konusundaki yardımlarıyla gelişen’ öğreticilik ve empati özeliklerini geliştirmelerinde katkı sağladı. Bunun dışında, mevcut kuvvetli özelliklerini dönüştürücü yönde bir çok etkileşim yaratmaya devam etmektedir. Aslına bakarsak, bu dönem Z kuşağının yanısıra Y, X ve BB kuşaklarında da çeşitli etkilere de yol açtı. Yine de, ileriye yönelik – belli bir yaşın üstündeki insanlarda hızlandırdığı yaşam felsefesi değişimleri dışında – en fazla etkinin Z kuşağında olduğu tahmin ediliyor. Hele bir de anne-babalarının işsiz kaldığını gördükçe…
Pandemi dönemiyle birlikte yükselişin sembolü diye belirttiğimiz Z kuşağının zaten güçlü karakteristik özelliklerinin daha da yoğun bir hâl aldığını düşünüyorum. Artık sosyo-kültürel olaylara daha fazla hassasiyet, daha fazla çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik bilinci, daha etik yaklaşım ve küresel dönüşüme daha fazla katkıda bulunma tutkusu ile daha fazla eylem içerisinde olabileceklerdir. Yaşanılan ekonomik kriz de, Z kuşağına kendi gelecek umutlarının devam etmesi açısından inisiyatif alma yönünde katkı sağlayacaktır.
Z kuşağının dünya için önemli bir şans olan özellikleri ve potansiyelini daha da yüksek seviyelere taşıyabilmeleri, eğitimde radikal değişimler ve her alandaki küresel ekosistemden daha fazla beslenebilmeleri ile mümkün gözükmektedir. Diğer kuşakların Z kuşağının gözüyle olaylara bakma şansı pek olmadığına göre, Z kuşağının bakış açısına saygı duymaları ve onları gerçek anlamda desteklemeleri umut vadeden bir başlangıç olabilir. Böyle bir ortam sağlandığında, örneğin bilgi teknolojileri alanında yapay zekaya yönelik etik risklerin yönetimi yanında şirketlerin dijital dönüşüm, IoT, AI, robotlar, mobil çalışma imkanları gibi yatırımları içeren teknolojik konular daha kolay ve gelişkin düzeyde uygulanabilecektir.
COVID 19 süreci nasıl ki Z kuşağının özelliklerinde melez bir etki yarattı; içinde yer aldığımız evrene daha fazla nasıl yararlı olabilirim yaklaşımıyla, teknoloji gerçeği ve hümanizm sentezini içselleştiren Z kuşağının insanlık tarihinin gelişimine olumlu anlamda bir dalga etkisi yaratağına gönülden inanıyorum. Kimbilir, belki de bu etkileşimden dolayı Z Kuşağı yıllar sonra COVID 19‘u anımsatan başka bir adlandırmayla da anılacaktır.
Bülent Hasanefendioğlu