Yeni Düzende Teknoloji Yetmez!
Salgınla birlikte içerisine girdiğimiz yeni iş düzeninde şirketler – teknolojinin nimetlerinden büyük ölçüde yararlanarak – melez yapıdaki bir çalışma sistematiğini oturtmaya çalışmaktadırlar. Bu düzen içerisinde optimal bir ofis-uzaktan çalışma dengesi kurularak faaliyetlerin güvenli ve kaliteli düzeyde sürdürülmesinde yeni koşullara uyum sağlanma hedeflenmektedir.
Salgının başlangıcından bu yana bir yıldan uzun bir süre geçtiğinden şirketlere şöyle bir göz atıp neler olduğu konusunda fikir sahibi olabiliriz. Gözlemlerimize göre, özellikle bazı büyük kuruluşlarda iş sürekliliğinde denge ve uyum bakımından başarılı uygulamalar göze çarpmaktadır. Teknolojik altyapısı zaten belirli bir gelişkinlik düzeyinin üstünde olan bu tarz kurumlar hızla yeni duruma adapte olup iş sürekliliğini sağladılar; bununla kalmayıp gün geçtikçe daha yüksek düzeyde güvenlik ve kalite içeren çarpıcı performanslar sergilemektedirler.
Bu tür kurumlarda çalışan birçok insan da uzaktan çalışmanın nimetlerinden fazlasıyla yararlanmaktadırlar. Hatta bazıları için artık eski düzene dönüş pek tercih sebebi olmayacak gibiyken birçok çalışan da mevcut durumdan memnun gözükmemektedir.
Gözlemde bulunduğumuz kuruluşlar ayrıca bu süreçte teknolojik altyapılarını güçlendirme çabasındalar. Yeni yatırımlar, dijital uygulamalar, IoT, Yapay Zeka, robotics, mobility, arttırılmış gerçeklik, siber güvenlik, bulut vb. teknolojik araçlarla şirketlerin gelişkin düzeyde dijital dönüşüm sürecine ağırlık verildiği gözükmektedir.
Yine de bir şeyler karıştırılıyor, unutuluyor gibi: insanların önemi.
Zaten bazı şirketlerin yıllardır göz ardı ettiği ve ‘sahte yeniliklerle’ yatırım yaptığını sandığı insan kaynakları yine üvey evlat muamelesi görmektedir. İnsan faktörünü bir numaralı öncelik olarak konumlandırmayan şirketlerin orta ve uzun vadede başarı olasılıkları pek olmayacak görüşündeyiz. Bu durum bizce çok önemli bir üst yönetim hatasıdır yani stratejik bir hatadır.
Yeni satın aldığınız evinizin iç dekorasyon ihtiyacı çok heyecanlısınız ve ünlü bir mimarla anlaştığınızı hayal edin; eğer yapılacaklarla ilgili kendimize özgü düşüncemiz yoksa hayal kırıklıkları yaşama olasılığı yüksektir. Mimar ne kadar yetenekli ve yetkin olursa olsun ‘sizin yaşayacağınız evinize’ kendi bakış açısıyla bakabilir. Bu nedenle, öncelikle bizim yapmak istediklerimize dair bir ana fikrimiz olmalı ve bu mimarın bakış açısıyla zenginleştirilmelidir. Sadece cömert bir bütçe tahsis ederek ‘harika bir ev istiyorum’ demeniz yetmeyecektir.
İnsan ve teknoloji uyumu konusuna geri dönersek, şirket üst yönetimi dijital dönüşüm projelerine karar verirken, şirketin stratejik amaçları ile ilişkili gerçekleştirilmesi gereken projeleri hem kuruma özgü ihtiyaçlar çerçevesinde hem de sahip olunan insan kaynağı ile yeni teknolojik araçların dengeli uyumunun – gerçekçi bir bakış açısı ile – tasarlanmasını sağlamamışsa ve en önemlisi de kendinin sağlıklı bir ana fikri yoksa proje işin uzmanlarına teslim edilse dahi başarı şansı düşük olacaktır..
İş hayatınızda kullanmak üzere terzi dikimi olmayan hazır bir elbise satın alsanız bile; bu elbisenin şıklığı, kumaş ve dikim kalitesi isteklerinizi karşılamalı, kendinizi coşkulu, güvenli ve rahat hissetmenizi sağlamalı ve en önemlisi de içerisinde yer aldığınız habitatın standartlarıyla uyumlu olmalı ki, işlerinizi başarıyla sürdürmenize bir katkısı olabilsin!
Bülent Hasanefendioğlu
Danışmanlık Bölümü Başkanı, TDG Global