TDG Teknoloji Sohbetleri | Iwrobotx
Geçtiğimiz haftalarda TDG ile Teknoloji Sohbetleri adlı podcast serimizin ilk yayınını gerçekleştirdik.
İlk konuğumuz, Iwrobotx’in kurucusu ve aynı zamanda TDG’nin partnerlerinden olan Mustafa Erol ile yazılımların ve sektörlerin geleceği, insana, çevreye ve sektöre etkilerini ve bu etkilerin sonuçlarını konuştuk.
Mustafa Erol, 2015 KTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunu, yüksek lisansını GTÜ’de fizik üzerine tamamladıktan sonra 2018’de Harvard Business School’da MBA yaptı. Sonrasında da Iwrobotx’i kurdu.
Iwrobotx’ten biraz bahseder misin?
Iwrobotx 2 farklı teknoloji kolunda faaliyet gösteriyor, bunlardan birisi otonom teknolojiler, diğeri bulut tabanlı yazılım çözümleri.
Bu çözümler de çevreci otonom teknolojiler ve endüstriyel tasarım teknolojiler olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Otonom çevreci teknolojilerimizle, deniz temizliği yapan, otonom deniz aracı Doris’i geliştirdik.
Doris, atıkları tanıyıp toplayan bir deniz aracı; gerçek zamanlı olarak, topladığı atık verilerini rapor olarak hazırlayabiliyor. Lokasyon bazlı olarak da çalıştığı bölgenin mikroplastik veya alg haritasını çıkartabiliyor. Bunun yanı sıra farklı canlı türlerine yönelik biyoçeşitlilik haritalarını oluşturabildiği gibi, deniz yüzeylerinin plastik haritalarını da oluşturabiliyor.
Sanayi tarafında da otonom teknolojiler ile ilgili farklı çalışmalarımız mevcut. Fabrikalarda bazı süreçleri otonoma dönüştürmek için çalışmalar yürütüyoruz. Doris’te kazandığımız tecrübeyi o tarafa da entegre ediyoruz.
Bulut tabanlı yazılım çözümlerimizde ise, bir kişinin cep telefonu sinyalinden o kişinin lokasyonunu tespit edebiliyoruz. Özellikle Wifi sinyallerini kullanarak kullanıcıların yoğunluk haritalarını oluşturabiliyoruz. İç mekanlara yönelik de yoğunluk haritaları oluşturabiliyoruz.
Filyasyon araçlarını çıkartabiliyoruz.
Eleman performansı gibi konuları, cep telefonu wifi sinyallerini yakalayarak sağlayabiliyoruz.
Biraz Doris’ten bahsedelim..
Doris 5 mt uzunlugunda 2.65m genişliğinde, 2m yüksekliğinde yaklaşık bir ton atık toplayabilen otonom seviye 5 bir tekne.
Otonom araçlarda birden beşe kadar seviyeler var. Herhangi bir insan gözetimine ihtiyaç duymaksızın, yapay zeka teknolojisi ile kendi görevini yerine getirebilen makinelere otonom seviye 5 deniyor.
Seviye 5 otonomlardan en çok bilineni de Tesla. Tesla, otonom seviye 5 sürüş kabiliyeti ile bugün yollarda sürücünün vereceği kararları kendisi alabiliyor.
Doris de Tesla gibi, sürüş kabiliyetleri ile denizin durumuna ve önüne çıkan engellere göre kendisi karar alıp, denizden uzaklaşma manevraları alabiliyor.
Bölge haritasını verip, bu bölgeyi temizle dediğimizde ise belirtilen lokasyona gidip temizlik işlemlerini gerçekleştirdikten sonra kendi istasyonuna dönüyor.
Hangi teknolojileri kullanıyor?
Doris şu anda görüntü işleme, yapay zeka ve otonom teknolojileri Doris gerçek zamanlı olarak çevresini tanıyabiliyor.
Önüne bir deniz aracı çıktığı durumlarda, kendi rotasını otonom olarak değiştirebiliyor. Bunu yapmak için de içerisindeki yapay zeka yazılımını kullanıyor.
Doris’in bir de Cory isimli yapay zeka asistanı var. “Corydoras” çöpçü balığının isminden geliyor. Cory sesli asistan aracılığıyla Dorisi yönetebiliyor.
Doris kiralanabiliyor. Daha önce Yalova ve Kadıköy bölgelerinde çalışmalar yaptık. Farklı belediyelerle de çalışmalar devam ediyor. Yurtdışında da Bahrein ile satış sürecindeyiz, Hollanda’dan da Doris’e ciddi bir talep var.
Ülkemizde de farklı lokasyonlarda çalışmalar yaparak hem belediyelerimize hem de ülkemize bu konuda katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Doris’in yanı sıra, Indoor 5.0 adında bir ürün geliştirdik. Wifi sinyali üzerinden, son kullanıcının cep telefonu sinyalini alarak o kullanıcının nerede olduğunu tespit edebiliyor.
Dolayısıyla bir kullanıcı alışveriş merkezinde gezerken nerelerde dolaştığını ya da alışveriş merkezinde kaç kullanıcının olduğunu gerçek zamanlı olarak takibini sağlayabiliyoruz.
Aynı zamanda ID numarası vererek filyasyon araçlarını da çıkartabiliyoruz. Örneğin 13 numaralı ID, ID 15 ile yakın süreli temasta bulundu, yaklaşık 1 dakika süreyle, 1 metrenin altında görüşme gerçekleştirdi gibi. Filyasyon aracı çıkartarak, kullanıcı datalarını izlenebilir hale getiriyoruz.
HES kodu entegrasyonu da var. Kullanıcı hes kodunu okuttuğu takdirde, nerelerde dolaştığını, kimlere temas ettiğini görüntüleyebiliyoruz.
Pazarlama açısından da bu özellikler önemli. Kullanıcıların nereleri gezdiğini, ne tür ilgi alanları olduğu gibi dataları çıkarabiliyoruz. Bu açıdan da farklı sektörlerde çalışmalarımız var, bir tanesini Migros’ta gerçekleştiriyoruz.
Marketin hangi bölümlerde kullanıcılar daha yoğunlukta, hangi reyonlar, hangi saatler arasında daha yoğunlukta gibi dataları gerçek zamanlı sağlayabiliyoruz.
Indoor 5.0’ın ofis modülü de var, ofise kaç kişi, saat kaçta geldi, kaç saat ofiste bekledi, kimlerle temas etti gibi dataları da gerçek zamanlı sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla ofiste covidli bir hasta varsa ve geçmişe yönelik dataları isteniyorsa, bunu sağlayabiliyoruz.
Yapay zeka, robotik faaliyetler, çok konuşuluyor günümüzde, çok da merak ediliyor. Ancak korkuluyor da. Robotlar insanların yerini alacak, insanlar işsiz kalacak. Yapay zeka zaten bizi sürekli izliyor, yakında yapay zeka bizi yönetmeye başlayacak gibi.. Bu konuda ne düşünüyorsun?
Tüm sektörlerde, özellikle covid döneminde inovasyonun çok hızlandığını görebiliriz. Özellikle büyük şirketler, otonom teknojilere ve yeni nesil fabrikalara yatırım yapıyorlar.
Bizim gibi gelişim gösteren girişimleri de firmalarına katarak, inovasyon ayaklarını çok daha ileri bir seviyeye taşımaya çalışıyorlar.
Şu anda Çin’de limandan limana otonom deniz taşımacılığı yapılıyor. 2025 yılına doğru da tüm dünyada ticari faaliyetlere başlaması hedefleniyor.
Diğer taraftan Rolls Royce’un, 2030 yılına kadar 140 ila 160 metrelik otonom teknelerin artık tamamen sektörde olacağına yönelik çalışmaları mevcut.
Bu yakın gelecekte denizde de otonom teknolojileri göreceğimiz anlamına geliyor. Havacılıkta da aktif olarak kullanılıyorlar. Dronelarla iletişim, malzemenin taşınması, dronelarla ürünün bir yerden alınıp kurye olarak kullanılması gibi dünyanın her yerinde, farklı lokasyonlarda çalışmalar mevcut.
Otonom kara araçlarıyla ilgiliyse, şu anda sadece Çin’de beş yüzün üstünde girişim var. Dolayısıyla o tarafta da çok büyük fırsatlar var ve teknoloji de eksponansiyel olarak ilerliyor.
Tabi bu ilerlemeler yapay zekanın gelişmesi için de arkaplanda büyük bir güç sağlıyor.
Çünkü deniz araçlarını düşünürsek, bizim sektörümüzden örnek verelim.
Diyelim ki 10 tane Doris var, hepsi birbiriyle iletişim kuracak ve rota optimizasyonu yapacak.
Dolayısıyla orada bir yazılım gerekiyor. Donanım zaten vardı, şu anda tüm dünya o donanımları yazılıma çevirmeye çalışıyor. Artık bütün makineler internetle konuşabilecek.
Bu kadar teknolojilerin olması 5G gibi teknolojiler gerektiriyor.
Küresel çapta 5G ve 6G teknolojilerini sağlayabilecek bütün araçların, bütün makinelerin internete bağlanabileceği bir ortam aslında hazırlanıyor.
Aslında bu faaliyetler insanları kötü etkilemek için değil aksine, insanların hayatını daha da ilerletmek ve öğrenme eğrilerini yukarı çekmek için yapılıyor.
Eskiden yirmi yıl boyunca aynı işte faaliyet gösteren bir nesil vardı. Şimdi ise öğrenen, kendini daha çok geliştirmek isteyen bir nesille karşı karşıyayız.
Çünkü yapay zeka bunu gerektiriyor. Önceden, bir mesleği öğrenip onu sonraki nesile aktarıyordunuz. Şimdi ise mesleği öğrenip yapay zekaya devrediyorsunuz.
Mesleği artık birine devretmenize gerek kalmıyor. O zaten makina tarafından sürekli yapılabilir bir hale geliyor. Sadece onu iyileştirmek gerekiyor. Dolayısıyla bütün süreçlerin ucu yapay zekaya zaten çıkıyor.
Yapay zekaya çok olumlu bakıyorum. Gelecek nesiller için de, kendini geliştirmek isteyen insanlar için de çok büyük fırsatlar var. Bu fırsatları değerlendirdiğinde girişimciler de, şirketler de kamu kurumları da çok güzel yerlere gelebiir.
Sonuçta eski sistemler artık yerini yeni yazılım çözümlerine bırakıyor.
Dolayısıyla gelecekte yapay zekanın hayatımıza pozitif katkı yapacağını düşünüyorum.
Son olarak..
Ülkemizde TDG, Iwrobotx gibi teknolojiye öncelik veren veya proaktif çözümleri hayatına katmaya yönelik ciddi çalışmalar yapan, öğrenme eğrisini yükseltmek isteyen şirketlerin insanlar tarafından takip edilmesi ve onların çalışmalarına katkı sağlamak, birlikte hareket etmek için şirketler istekte bulunabilirler.
Bunları her zaman proaktif çözümlerin içinde bulunan şirketleri yukarıya taşıyacak çalışmalar olarak görüyorum.
Dolayısıyla bizim gibi geleceğe ışık tutan firmaların daha farklı işbirlikleri ile piyasadaki firmalarla birlikte çok daha iyi yerlere geleceğini ve bu firmaları da piyasada çok daha iyi yerlere taşıyabileceğimizi düşünüyorum.
Yaptığımız çalışmaları çok önemli görüyorum. Zaten sahada da etkilerini görmeye başladık. Daha da artarak devam edeceğini düşünüyorum.
Sağlıklı, yenilikçi, inovatif günler ve yıllar diliyoruz..