Dijital Çağın İş Modeli Nasıl Olmalı?
Dijital dünya ile gelen birinci dalgada, bazı geleneksel iş kolları kurulan e-ticaret platformlarından yeni bir pazarlama kanalı olarak kazanç ve verimlilik sağladı. Bu durum ise, şirketlerin çevikliğinde rehavete yol açtı. Günümüzde bazı şirketler aktif olanın kendileri değil dijital platform olduğunu bilmemektedirler. Dijital kanal artık herşeyi kapsıyor ve bu kanal üzerinde müşteriler mobil cihazlarla birlikte yeni talepler oluşturmakta ve şirketleri yeni ürünlere, yeni uygulamalara, yeni fiyatlandırmalara zorlamaktadır.
Bahsettiğimiz yeni durumla başedebilmek ve ötesinde yeniliklere liderlik edebilmek için mevcut iş modelleri ayrıntılı olarak gözden geçirilmeli, değişikliklere tabi tutulmalı veya tamamen değiştirilip yeniliklerin keşfedilmesi gerekmektedir.
Bir şirketin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için tasarlanan genel kabul görmüş iş modeli iki konuyu kapsar:
1. Müşterilere sunulacak ilgi çekici bir değer önergesi.
2. Değerin, kaynaklara ulaşılması ve kaynakların organizasyonuyla fark yaratılmasıyla sunulması.
Buradan şunu çıkartıyoruz: mevcut ürün, piyasa ve çalışma yöntemlerinde farklılıklar yaratanlar rekabet avantajında hep bir adım önde olacaktır. Önemli değişimleri yaşayacak ve tamamen yeni işler kuracak cesaret ve kültüre sahip şirketler pastadaki dilimlerin yeni tadıcıları olacaklar. Günümüzün risk odaklı kültüre sahip büyük muhafazakar fakat dijital dönüşümlerini daha yavaş iş modellerine adapte eden ve alışageldikleri üzere pazarda kendini ispatlamış işlere odaklanarak değişen şirketlerle birlikte yer alacaklar. Örneğin bankalar, öz işleri risk yönetmek olduğundan gün geçtikçe özlerine yoğunlaşıp muhtemelen ürün geliştirme ve hizmet verme işlerini ekosistemlerinde yer alan Fintechlere, destek hizmetleri şirketlerine devredeceklerdir. Bankalar rekabet ortamında başarı için ihtiyaç duydukları ürün geliştirme, karar süreçlerinde hız ve esnekliği bahsettiğimiz kurumları bünyelerinde tutup destekleyerek sağlayıp stratejik hedeflerini gerçekleştireceklerdir.
Çalışanlar, destek hizmetleri, ortaklar ve diğer paydaşlardan oluşan stratejik networklerle birarada devamlı online olan dijital networkler de şirketlerin kaderinde etkili olacaktır. Dijital networkler, organik, kendi kendini organize eden ve devamlı iş başında olanlardır. Burada dikkat edilmesi gereken konu, dijital networkler yeni fikirler ortaya koyarak olağanüstü yeni fırsatlar sunabilir, mevzuat değişimlerine yol açabilir, politikaları değiştirebilirken; diğer yandan, şirketlerin itibarları bir anda yerle bir olabilir. Çünkü artık, doğru halkalar içerisinde yer alma, tartışmalara katılma, sanal dünyada aktif, pozitif bir ruhla hareket etme, 7/24 real time bağlantı, karar verme süreçlerinin etkinliğinde iç görülerimizden yararlanma, online/offline da olsanız yaptığınız herşey markanızla ilgili…
Dijital teknoloji, sunduğu yeni teknolojilerle ürün geliştirilmesi, dağıtılması ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesini daha hızlı ve daha kökten değişikliklerle sunuyor. Bu nedenle, geleceğin kazananları, yer aldıkları yeni dijital ekonomiyle uyumlu olarak, heyecanlı, yaratıcı ve dinamik bir yapıda işbirliklerini temel alıp ne yaptıkları, niçin yaptıkları ve nasıl yaptıklarına yönelik dijital transformasyonu ekonomik faydaya dönüştürenler olacaktır.
Dijital çağın iş modellerine sahip geleceğin kazananları;
Müşteriyle bütünleşen,
İhtiyaçlarla ilintili ürün sunan,
Heyecan verici ürün sunan,
Yönetişimsel habitatı ile faydalı etkileşim içerisinde olan,
Karar verme süreçlerinde kazanılan iç görüden ilham alan hız ve esnekliğe dayalı olan,
Çalışanların potansiyellerinin önünü açan,
Ekosistem unsurlarını içselleştirip kazan-kazan işbirliği yapısı kuran,
İtibar kazanan ve itibarını koruyanlar olacak.
Not: Konuya ilgi duymamda ve bilgilenmemde esin kaynağı olan Blefield J., Heisterberg, R. & Verma A., Moore, J., Parkkinen H.M.’ye sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Bülent Hasanefendioğlu – TDG Danışmanlık Grubu Başkanı